Psikolojik yıldırma ya da İngilizce terimi olarak “Mobbing” Mob kelime kökünden gelmektedir. “Mob” ise yasal olmayan bir biçimde şiddet uygulayan “çete” anlamına da gelmektedir. Bir davranış ya da bir eylem olarak mobbing kelimesi kuşatma, saldırı, yıldırma, bazen topluca saldırma, rahatsız ve huzursuz etme, psikolojik şiddet ve sıkıntı vermek anlamına da gelmektedir. Dergimizin bu sayısında birinci bölümünü anlatacağım Mobbing konusu aslında oldukça geniş bir kavram olmakla birlikte, fazlasıyla sinsice ve gizlice de yapıldığı için hasarı büyük bir şiddet/saldırı türüdür. TDK ve Yargıtay’ın bazı kararlarında mobbing yerine “bezdiri” ifadesi kullanılmaktadır. Hadi gelin hep birlikte ilk kez ne zaman yasal zemin kazanmış bu sinsi Mobbing bir bakalım…1984 yılında İsveç’te ilk defa Mobbing kavramı “İş Hayatında Güvenlik ve Sağlık” konulu bir raporun içeriğinde Çalışma Psikoloğu Dr. Heinz Leymann tarafından ortaya atılmıştır. Mobbing olabilmesi için bir ya da birden çok kişinin çoğunlukla tek bir bireye karşı sistematik (bakın burası önemli, sistematik ve düzenli olacak) bir şekilde düşmanca ya da ahlaki olmayan sözlü saldırı içeriği olan davranışları ve eylemleri içermesi gerekmektedir. Yapılan bu sistematik psikolojik saldırı sıklıkla tekrarlanmalı (en az haftada bir ya da bazen daha sık ya da düzenli aralıklarla). Yine en az 6 ay gibi bir belirli süreçte devam etmeli… Mobbing mağduru bireyde savunmasızlık, çaresizlik ve özgüvensizlik duygusunu çok yoğun ölçüde tetiklemektedir bu. Gelelim yasal zemine ne zaman kazandığına bu sinsi Mobbingin: İsveç’te 1993 yılında ‘İşyerinde Kişilerin Mağdur Edilmesi’ adlı kanunla da ilk kez yasal nitelik kazanmıştır. Dünyada durum böyle iken, Türkiye’de Mobbing 2000’li yılların başında bilimsel olarak araştırılmıştır. Ülkemizde ilk defa Psikiyatr Prof. Nevzat Tarhan, 2003 yılında yayınladığı “Psikolojik Savaş – Gri Propaganda” adlı kitabında mobbing konusuna değinmiştir. 2006 yılında ise Çalışma Psikoloğu Prof. Pınar Tınaz’ın “İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing)” adlı kitabı yayınlanmıştır. Bu mevzu, 2011 yılında Türkiye’de “İşyerinde Psikolojik Tacizin Önlenmesi” Genelgesi ile hukuki sürece taşınmıştır. Sosyoloji, psikoloji ve hukuk bilimi gibi farklı disiplinlerin odağına böyle giren iş yerinde olan ve çoğu zaman da görmezden gelinen, halının altına süpürülen Mobbing böyle bir yasal zemine geçmiştir ülkemizde. Türk Hukukunda yeri olan bu Mobbingin Ne gibi unsurları var, Aşamaları neler, Kimler uygular, Kimler mağdur gibi soruları aklınıza geldiğini duyar gibiyim… Hadi devam edelim o zaman: Mobbing unsurları nedir? Mobbing iş yerinde gerçekleşmelidir. “Dikey Mobbing” yani üstler tarafından uygulanabileceği gibi, “Yatay Mobbing” eş konumdaki çalışanlar arasında uygulanabilir ya da “Dolaylı Mobbing” astlar tarafından üstlerine de gerçekleşebilir. Hedef alınan kişi diğer bir ifade ile mağduru pasifize etme, yıldırma, güçsüz düşürme, işten uzaklaştırma ve çalışmaz hale getirme amacında olur genellikle. Mağdurun kişiliğinde, kişilik itibarı ve onurunda, mesleki durumunda veya sağlığında zarar ortaya çıkmalıdır. Kişiye yönelik olumsuz tutum ve davranışlar gizli veya açık olabilir. Burada şunu ifade etmek istiyorum ki gizli, şaka yollu ve alt metinler içeren en tehlikeli ve zarar verici halidir. Çünkü tespiti kolay olmayabilir. Nasıl bir ortamda mobbing zemin bulur derseniz? Hiyerarşik yapı, iletişim zayıflığı, suçlu arama, gücün kötüye kullanımı, adam kayırma, kişiye göre muamele olması, adil ve kuralların olmadığı ortam, takım çalışması azlığı, ilgi ve ihtiyaçların ihmal edilmesi, bencil kişilikler, kapalı kapı politikası, çatışma çözme yetersizliği, güvensizlik, sürekli eğitime önem vermeme, kıskançlık, empati eksikliği, bireysel başarısızlıklar, yetersizliklerini başkalarını çekiştirerek giderme ve bu durumun dedikodu denilen ve genellikle yanlı ve amaçlı yorumları içeren yanlış iletişim tarzı, etik değerlerin azalması, örgüt liderlerinin duygusal zekâdan yoksunluğu bu nedenler arasında bu zeminler sayılabilir. Mobbingin en fazla olduğu durumlar, aşırı iş yükünden kaynaklanan bunalım, çalışma ortamının demokratik olmayan niteliği ya da yapısı (kaos, belirsizlik) var olan liderlik biçimi, özellikle çoğul roller ile ortaya çıkan rol belirsizliği ve rol çatışması ile bağlantılı olduğuna dikkat çekilmiştir. Böyle bakıldığında Mobbingin sınıfsal bir özelliği olduğu gibi ırksal, etnik ve cinsiyete dayalı eşitsizlikleri içeren de bir süreç olduğu düşünülmelidir. Peki ya Mobbingin aşamaları var mı? Olmaz mı.. Tabi tüm mobbing mağdurlarında bu şekildedir demek çok doğru olmasa da genel olarak aşamalarının var olduğu söylenebilir: Türkiye’de 2013 yılında Mobbing Ölçeği ve Geçerlik Güvenlik Çalışmasını yapan iki önemli bilim insanın yayınladığı makalede bu aşamalara şu şekilde değinilmiştir: Kaynak: Ayşegül Laleoğlu ve Prof. Emine Özmete, 2013, Mobbing Ölçeği Geçerlik ve Güvenlik Çalışması. Kimler uygular (Mobbingci)? Özellikle bu alanda çalışan uzmanlara göre; genel olarak mobbing davranışlarını alışkanlık haline getirmiş olanlar aslında “bencil, kendini diğer insanlardan sürekli üstün gören bir tutum ve davranış sergiledikleri, korkak ve sinirli, daima güçlü olma isteği içinde olan, kötü niyetli ve hileli eylemlere başvurmaktan çekinmeyen, kendi yetersizliklerini hedef aldıkları kişinin kendince eksikleriyle ya da zor durumlarıyla eğlenerek yenmeye çalışan, ikiyüzlü, farklılıklara karşı aslında hoşgörülüymüş gibi ama hoşgörüsüz olan, aşırı denetleyici ve kıskanç kişilerdir”. “Bu kişilerin aynı zamanda tehdit altında iken yalnızca kendilerini düşündükleri, duygusal tepkiler sergileyen, bireyin sahip olduğu etnik dinsel vs. özelliklerini yıldırma için gerekçe sayan bir tutum sergiledikleri ifade edilmektedir.” Değerli okuyucular bunlar yapılan onlarca bilimsel araştırmanın sonucunda ortaya çıkan gerçekler ne yazık ki.. Kimler maruz kalır (Mobbing Mağduru)? Yine bu konuda yapılan çok sayıda araştırmaların sonucu; mağdur olanların da sıklıkla “zeki, yetenekli, adalet duygusu gelişmiş, çalışkan, işten kaçmayan, nitelikli, yaratıcı özellikler gösteren, farklı görüşlere alternatif yaklaşımlar geliştirebilen, girişken, kendilerini başkalarına beğendirme ihtiyacı içinde olmayan, başarılı ve başarıyı amaçlayan, son derece dürüst, güvenilir, işyerinde politik davranmayan, destekleyici iletişim tarzını kullanan kişiler” olduğunu göstermektedir. “İşlerini benimseyerek yapan, Meslek etiği ilke ve kurallarına uyan kişilerdir”. Bakın burası da çok çok önemli… Mobbingin Yarattığı Ruhsal ve Fiziksel Hasarlar Mobbing davranışı hem psikolojik hem de fiziksel rahatsızlıklara bir diğer ifadeyle sağlık sorunlara yol açmaktadır. Kritik tanımı mobbing, tetiklenmiş ve artmış ekstra sosyal stres kaynağıdır da denebilir. Mobbingin uygulama biçimi (açık açık mı, gizlice mi, şaka yollu mu, bireysel mi, topluca mı, toplum önünde mi yoksa yalnızken mi gibi), süresi, şiddeti vb. sebeplere bağlı olarak yarattığı ruhsal yaralar ve hasarlar değişkenlik göstermektedir. Ağlama krizleri, öfke, uyku sorunları, karamsarlık, sıkıntı, anksiyete belirtileri, özgüven kaybı, kendini güvende ve huzurlu hissetmeme, panik atak, travmaya bağlı akut stres bozukluğu ve depresyon gibi sorunlar görülebilmektedir. Özellikle ruhsal etkenlerin rol oynadığı psikosomatik hastalıklar (cilt hastalıkları, ağrı bozuklukları, konversiyon, hipertansiyon vs.) görülebilir. İş yerine, iş ortamına gidememe yani çalışmaz durumda olma, mobbingi hatırlatıcı en ufacık bir olay, kişi ya da durumda psikolojik olarak tetiklenme hali de yaşanabilmektedir. Eğer bu tür davranışların ağır şiddetli yaşanması durumunda mağdurun intiharına kadar sürükleyecek kadar acımasız bir yıldırmadır bu sinsi Mobbing… Devamını, bu konuda