Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. Maddesi ile; Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir
devlet olarak belirlenmiştir. Sosyal devlet ilkesi, vatandaşlarına asgari bir yaşam düzeyi
sağlamaya çalışan, aynı zamanda sosyal güvenliği temini için gerekli düzeni kuran bir devlet
anlayışıdır. Anayasanın 60. maddesi ile; sosyal güvenlik ile ilgili her türlü hizmetin devlet
güvencesi ile yapılacağı ve ayrım gözetilmeksizin toplumun her kesimi yararına sunulacağı
hükme bağlanmıştır. Yine Anayasanın 61. maddesi ile; sosyal güvenlik açısından özel
korunması gereken kişiler tek tek belirlenmiştir. Bu İmtiyazlı kişiler arasında malullerde yerini
almıştır.
Sigortalı olarak çalışanlar için devlet güvencesi altında sosyal güvenlik anlamında
haklar düzenlenmiştir. Malullük sigortasından sigortalılara sağlanan hak malullük aylığı
bağlanmasıdır. Malul sayılma ve malullük sigortasından sağlanan haklar ve yaralanma şartları,
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda düzenlenmiştir.
5510 sayılı Kanunun 3. Maddesinin 5 numaralı alt bendinde uzun vadeli sigorta kolları
arasında sayılan Malullük, Kanunun 25. Maddesi ile; “Sigortalının veya işverenin talebi
üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne
uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün
veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60’ını, (c)
bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini
yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit
edilen sigortalı, malûl sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Malullük, anılan yasada belirtilen 4-(a)’lı olarak yani hizmet akdine ve iş sözleşmesine
göre çalışan işçilerin, 4-(b) olarak yani kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışanların ve
4-(c) olarak yani kamuya ait olan kurum ve kuruluşlarda memur olarak çalışan bireylerin,
herhangi bir iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma güçlerini ve çalışma
gücünün en az % 60’ını kaybetmesidir.
Anılan yasanın 26. Maddesi ile; malullük sigortasından yararlananlara malullük aylığı
bağlanması hakkı verildiği hükme bağlanmış olup malulen emeklilik şartları belirlenmiştir.
Malulen emekli olabilmek için gerekli ilk ve en önemli şart, çalışma gücünde en az
yüzde 60 kayıp olduğuna dair sağlık kurulu raporunun var olması gerekliliğidir. Sigortalının
veya işverenin talebi üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen hastanelerin
sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlar ve tıbbi belgeler Sosyal Güvenlik Kurumu sağlık
kurulunca incelenmektedir. İnceleme sonucu sigortalının çalışma gücünün, iş kazası veya
meslek hastalığı sonucu en az %60’ını kaybettiği tespit edilen sigortalılar malul olarak kabul
edilmektedir.
Malulen emekli olabilmek için gerekli ikinci şart en az on yıldan beri sigortalı bulunması
ve toplam olarak 1800 gün prim ödeme zorunluluğudur. Çalışanın 1800 gün prim ödemesi
yoksa veya prim ödemesini borçlanma ile 1800 güne tamamlayamıyorsa malullük aylığı
hakkını elde edemeyecektir. Sigortalının malul sayılabilmesi için en az 5 yıl ödenmiş priminin
olması yanında en az 10 yıldan beri sigortalı olması gerekmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan aldığı sevkle birlikte başvurduğu sağlık kurulu
tarafından çalışma gücü kaybı belirlenen sigortalının raporunda “başka birisinin sürekli
bakımına muhtaç” ibaresi yer alıyorsa malullük aylığı bağlanması için en az 10 yıldır sigortalı
olma koşulu aranmayacak 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta primi bildirilmesi
yeterli sayılacaktır.
Yani malullük aylığı alınabilmesi için 10 yıldır sigortalı olma koşulu bütün maluliyeti
kabul edilenler için gerekli değildir. Malul kişi eğer başka birisinin sürekli bakımına muhtaç
durumda ise istisnai bir durum olarak 10 yıldır sigortalı olma koşuluna tabi olmaksızın malullük
aylığı hak kazanabilecektir. Ancak sağlık kurulu raporunda “başka birisinin sürekli bakımına
muhtaç” ibaresi bulunmuyorsa sigortalının malul sayılabilmesi için hem 5 yıl ödenmiş priminin
olması hem de en az 10 yıldır sigortalılık süresinin birlikte olması gerekmektedir.
Yine 4/1-(b) bendi kapsamında bulunan esnafların kendi sigortalılıkları nedeniyle genel
sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarını ödemiş olması zorunludur.
Ayrıca 4/1-(c) bendi kapsamında bulunan kamu kurum ve kuruluşları kapsamında
çalışanların vazifelerini yapamayacak derecede hastalığa uğrayanların hastalıkların kanunda
belirtilen hastalık sürelerinden fazla olması halinde malul sayılabileceklerdir. Bu durumda
hastalık süresinin başlama tarihinden itibaren hastalıkların mahiyetine göre belirlenen sürelerin
dolup dolmadığı kontrol edilerek yine sağlık kurulunca maluliyet durumu karara bağlanacaktır.
Malulen emekli olabilmek için çalışma gücü kaybında dikkate alınan rahatsızlıkların ilk
kez sigortalı olunan tarihten sonra başlamış olması gerekir. Yani kişi sigortalı olarak çalışmaya
başlamadan önce var olan rahatsızlıkları nedeniyle malulen emekli hakkına sahip
olamayacaktır.
Malullük aylığı, sigortalıların 5510 sayılı Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke
mevzuatı kapsamında çalışmaya başlamaları veya kontrol muayenesi sonucu malullük
durumunun ortadan kalkması hâllerinde kesilecektir.
Çalışma veya meslekte kazanma gücünün kısmen veya tamamen yitirilmesi olarak
tanımlanan malullük, bir hastalıkla veya fiziksel bir engelle mücadele etme zorunluluğunu
beraberinde getirdiği gibi sürekli bir gelir kaybına da yol açmaktadır. Malullük aylığının
bağlanması çalışma gücünü kaybeden sigortalıya, gelir kaybının telafisi ve hastalıkla mücadele
etmesinde önemli bir güvence sağlamaktadır.
Zahide ÇAKIR
MEYAD YKÜ