İsmail Akgün

MERHAMET VE EMEK Ödül Törenine katıldık

MEYAD Genel Başkanımız İsmail AKGÜN Başkent Postası tarafından 5.si düzenlenen “MERHAMET VE EMEK” Ödül Törenine katıldı. İnsani davranışlara örnek olan ve öne çıkan kişilere ödül takdimi toplumda ve dünyada azalan ve SİYONİSTLERİN yaptığı SOYKIRIMA vicdan ve merhamet örneği olmasını umarız. Bu zalimlere sessiz kalan yönetici ve insanlara ders olmasını diliyoruz. Program sonunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı gibi pek çok görevleri yapmış Sn. Murat BAŞESGİOĞLUNA MEYAD BÜLTEN takdim edilerek MEYAD ve faaliyetleri hakkında bilgi sunuldu. Ayrıca soykırıma karşı dimdik duran sanatçı Sn. Murat KEKİLİ’ye de insanlığın vicdanı olmaya çalıştığı için tebrik ve takdirlerimizi sunduk.

İttifak Gazetesi Röportajından; Sayfa 3

Mobbing; işyerinde meydana gelen, bir ya da birkaç çalışanın başka bir ya da birkaç çalışana uyguladığı düşmanca tutum ve davranışlardır. Burada amaç, hedefteki mağdurun çaresiz hale getirilip, işyeriyle bağının kesilmesini sağlamaktır. Burada esas dikkat edilmesi gereken konu, davranışların tekrarlanır ve devamlılı k gösterir nitelikler taşımasıdır. Eğitimci uzman, mobbing bilirkişisi İsmail Akgün ile mobbinge dair söyleşimizin üçüncü ve son bölümünü siz değerli okurlarımızın ilgilerine sunuyoruz: Teknoloji çok gelişti. Pandemi nedeniyle uzaktan çalışma modeliyle tanıştık. Bu durumda ilk defa sizin tanımladığınız SİBER MOBBİNG diye bir kavram var. Nedir, açıklar mısınız? İsmail Akgün: Teknolojinin gelişmesi ile suçlarda da değişiklik oldu. Web siteleri, sosyal medya, e-mail vb. araçlar çalışma hayatında ve bireysel yaşam alanında kullanılmaktadır. Bu kimi zaman karalama ve hatta yok etmeye kadar gidebilmektedir. Yaptığımız çalışmalar ile mobbingin teknolojik halini tanımladık ve isimlendirdik. “Teknolojik yıldırma veya siber mobbing” diye adlandırdıkve tanımını da şu şekilde yaptık; “İş yaşamıyla ilgili ve teknolojik araçlarla, plânlı olarak, kişi ya da kişilere veya işletmelere yönelik gerçekleştirilen; hakaret, incitici, karalayıcı, ayrımcı gibi olumsuz söz ve görsellerle paylaşımda bulunarak, mağdur ya da mağdurları yıldırma, etkisizleştirme, itibarsızlaştırma veya işten uzaklaştırmayı amaçlayan; marka veya kişilik değerlerine, mesleki durumlarına, sosyal ilişkilerine veya sağlıklarına zarar veren, kötü niyetli ve olumsuz paylaşımlardır.”(Akgün,İ, Teknolojik Yıldırma Yahut Siber Mobbing, Anadolu Gazetesi 07.12.2020; Tüm Yönleriyle Mobbing ve Siber Mobbing, Gülnar Yayınları, 2021) Yazı ve kitaplarınızda özlü sözlere, hikâyeler, örnek olaylara sıklıkla yer veriyorsunuz. “TÜM YÖNLERİYLE MOBBİNG VE SİBER MOBBİNG” kitabınızda da var. Gazali’nin bir sözüne yer vermişsiniz… ”Layık olmadan makam sahibi olanlar, astlarını ısırıp üstlerine kuyruk sallarlar.” Bu sözü liyakat ve ehliyet kavramı açısından değerlendirebilir misiniz? Ayrıca kitabınızın içeriği ve amacı hakkında bize bilgi verirseniz mutlu oluruz… Efendim biz ülkemizin ve milletimizin aşığı insanlarız. Ülkemiz, tarih boyunca zor dönemlerden geçmiş ve geçmeye devam etmektedir. Bu sorunlardan az zararla kurtulmasının temel yolu birlik ve beraberlik, kalkınmışlık, kaliteli üretim ve insan gücüdür. Bu nedenlerle yazılarımda ve kitaplarımda “liyakat, ehliyet, emanet ve adalet” kavramlarını sıklıkla kullanmaktayım. Olay ve olguları özlü sözlerle açıklamak kanaatimce daha etkili olduğu için özellikle yer vermekteyim. Ülkemiz istenilen yerde ne yazık ki değildir. Temel nedenlerden biri de “nepotizm” sorunudur. Yani kayırmacılık demek istiyorum. Oysa liyakat ve ehliyet kavramına göre kayırmacılık yapılamaz. Yapılacak olan işi, idareyi kim daha iyi yapabilecekse, yöneticilikte lider özellikli ve hakkaniyetli ise onun yapması gerekir. Tüm Yönleriyle Mobbing ve Siber Mobbing kitabım, alanındaki en iddialı kitaptır. 464 sayfa ve 13 ana bölümden oluşmaktadır. Mobbing ile ilgili hemen her şey, kök nedenler, ülkemiz ve gelişmiş ülkeler ile uluslararası kuruluşların bakışı ve düzenlemeleri, eğitim, anket, iletişim, propaganda, küresel yıldırma, mücadele, yargı kararları, çalışma hayatında bazı deney ve sendromlar gibi pek çok bölümden oluşmaktadır. Kuşkusuz bilimsel ve teknik bir yayın olduğu için bir başucu kitabı demek daha doğru olur. Bu eser ile bilgi ve tecrübelerimi topluma kazandırmak, mobbing vebasına kalıcı bir çözüm olması amacıyla kamuoyunun bilgi ve takdirine sunmaktan onur duyuyorum. M. Hülya Günay: Ülkemizde mobbing ile ilgili yasal düzenlemelerden bahseder misiniz? İsmail Akgün: Mobbing konusunu 2011 yılından bu yana dert edindim. Arkadaşlarımla beraber her platformda mücadele ediyoruz ve önemli bir yol aldık. Mobbing artık biliniyor. Yasal bazı düzenlemeler ve emsal yargı kararları da bulunmaktadır. Tüm bunlar sevindirici olmakla birlikte ne yazık ki yetersiz kalmaktadır. Çünkü ülkemizin temel yasaları olan 4857 Sayılı İş Kanunu ile 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunlarında herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bu da önemli bir engel olarak karşımızda durmaktadır. Bu yasalarda mobbingin yer alması veya başlı başına bir MOBBİNG YASASI hazırlanarak soruna etkili çözüm bulunmasını arzu ediyoruz. Buna yönelik lobicilik anlamında çalışma ve ziyaretlerimiz artarak devam etmektedir. M. Hülya Günay: Filistin’in genelinde ve özellikle Gazze’de bir soykırım yapılıyor. Bu dramı bir mobbing uzmanı olarak değerlendirebilir misiniz? İsmail Akgün: Üzülerek belirtmeliyim ki hegemon güçler kendileri dışındaki kimseyi adeta insan olarak görmüyorlar. Onlara ait her şeyi kendi mallarıymış gibi algılamakla kalmayıp, uygulamaktadırlar. Afrika asırlardır köleleştirilerek sömürülüyor Doğu Türkistan’da Çin zulmü ve asimilasyonu ayyuka çıkmış durumda. Keşmir ve Hindistan’daki Müslümanlar keyfi bir şekilde katlediliyor. Bosna Hersek’te BM adına görev yapan Hollanda askerlerinin gözü önünde binlerce Boşnak katledildi. Filistin’e dünyanın en acımasız ve en büyük propaganda yoluyla algı yönetimini yapan Siyonistler tarafından; 1917, 1946, 1967 yılları başta olmak üzere aralıksız olarak soykırım uygulanmaktadır. 7 Ekim’den bu yana Gazze’de hiçbir canlı kalmayacak şekilde ABD, İngiltere, Fransa, Hindistan ve diğer birçok ülkenin desteğiyle katliam yapılmaktadır. Yasak olan bombardımanlara rağmen nefes alan her canlıyı da açlık, susuzluk, hastalık ve soğukta bırakmak suretiyle öldürmeye devam ediyorlar. Öyle ki mezarlıkları bile talan ediyorlar. Batı diye hayran bırakılan medeniyet(!) ise ya destek veriyor ya da ne güzel diyerek alkış tutuyor! Bu gerçeklerden hareketle “küresel yıldırma” diye bir kavram geliştirip aşağıdaki tanımı yaparak aklıselim insanların bilgi ve takdirine sunuyoruz. “Güçlü ülke ya da ülkelerin, güçsüz ülke ya da ülkelere diz çöktürmek ya da sömürmek amacıyla, küresel yıldırma politikalarıyla belirli bir süre ve sistematik biçimde her türlü baskıyı uygulayarak; yıldırma, pasifize etme (yalnızlaştırma) ve zarar verici davranış veya uygulamalarla ele geçirme ya da saf dışı etme eylemidir..” (Akgün,İ, Gürhan,N, Hegemon Devletlerin Küresel Yıldırma Politikaları, www. kafkassam. com, 05.11.2020) M. Hülya Günay: Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz, son olarak eklemek istedikleriniz… İsmail Akgün: Çok teşekkür ederim. Mobbingsiz çalışma hayatı için herkesi MEYAD’a destek olmaya davet ediyorum.

Scroll to Top