Turizm Sektöründe Mobbing – Ezel Abacı

[et_pb_section admin_label=”section”][et_pb_row admin_label=”Satır”][et_pb_column type=”4_4″][et_pb_text admin_label=”Metin” background_layout=”light” text_orientation=”left” text_font_size=”14″ use_border_color=”off” border_color=”#ffffff” border_style=”solid”]

TURİZM SEKTÖRÜNDE MOBBİNG

 

Mobbing bilinen kısa tanımı ile iş yerindeki psikolojik tacizi ifade etmektedir. Ülkemizde sektörel dağılıma bakıldığında ise Hizmet sektöründe mobbing vakaları azımsanmayacak oranlarda olduğu görülmektedir.. Hizmet üretenlerin  bireyler olduğu düşünüldüğünde mevcuttaki bu yüksek oran   şaşırtıcı olmamakla birlikte üzücüdür. Hizmet sektörünün içinde yer alan, turizm ve konaklama işletmeciliğinde mobbing ağırlaştırılmış şekilde maalesef ki yaşanmaktadır. MOBBİNG üzerine gerek kamu gerekse sivil toplum örgütleri ciddi çalışmalar yapmakta fakat çoğu zaman gizli kalan, saklanan, tehditten kaynaklı korkulan ,bir durum olduğu için ve en önemlisi  tacize uğrayan kişinin kanunlar önünde ispat yükümlüğü olmasından kaynaklı,  önlenmesinde bir çok güçlükle karşılaşılmaktadır.

Kişiler üzerinde baskı kurma ,yıldırma, korkutma, tehtid etme, mesleğini istibarsızlaştıma, ahlaki değerlerine saldırı ,özel hayatı ile ilgili dedikodu yayma, iftira ,mesleki becerilerinden daha  alt düzeyde görevlendirme ve ya yapabileceğinden fazla iş yükü yükleme şeklinde kişilerin istifaya zorlanması mobbingin en sık görünen şeklidir .İşverene  yani işletme sahiplerine işten çıkartılması için haklı gerekçeler sunamayan yöneticilerin astlarına uyguladıkları ahlak dışı uygulamaların adıdır MOBBİNG…Mağdur Şikayetçi olup hakkını aramaya gittiğinizde şirketten ayrılmış dahi olsa mobbingci yani tacizci mağdurun peşindedir. Çalışma özgürlüğünü kısıtlamaya kadar varan bir saldırganlığı vardır.Bir nevi sapıklık, sapkınlık, zorbalık olarak da  değerlendirebilirsiniz olayı. Mağdurun ruh sağlığının bozulması, toplumda uyumsuz kişiymiş gibi lanse edilmesi ,ruh sağlığı bozuldukça bu durumun gerçeğe dönüşmesi  kendisini bir kısır döngünün içinde bulması ve birden bire tacizcinin kurguladığı ağa takılması maalesef ki acı olan kısmıdır.

Turizmde Mobbingin uygulanış biçimine bakmadan önce sektörün Türkiye de ki işleyişine bakmak gerekir.

Turizm sektörünün diğer hizmet sektörlerinden ayıran  önemli ve yaygın olarak uygulanan özelliği üst düzey yöneticiler değiştikçe orta kademe yöneticilerinde değişmesi durumudur. Sektör bunu kanıksamıştır ve bazı  işverenler tarafından da destek görmüştür. Tepe yöneticisinin değişmesi ile kadronun tamamını değiştirmek biat kültürünü ,ADAMCILIK kültürünü teşvik eder, mobbinge çanak tutar ve profesyonellikten, kaliteden uzak bir yönetim anlayışını gösterir. Unutulmamalıdır ki kadrolaşma işletmeler için alınmış en büyük risktir.Malesef ki Turizm işletmelerindeki mobbing in temelini oluşturan kadrolaşma yaklaşımı Tacizcinin en önemli savunma dayanağıdır. İşletme sahibi, Tacizci tarafından yapılan psikolojik şiddetin ,aşağılamanın ,iftiranın kısacası kurulan tuzağın çoğu zaman farkına varmaz. Çoğu zaman gerçeği araştırmak içinde zahmette bulunmaz 5-10-15 yıllık çalışanlarım bu kadar kötüydü de neden bu güne kadar haberim olmadı demez.Her yıl performans değerlendirmeleri yüksek olan çalışanlarıma ne oldu birden bire diye merak etmez,çünkü tüm yetkileri devrettiği kişinin işine çok fazla karışmak istemez ,zaten sektörde  normalleştirilmiş kadrolaşma anlayışı işverence bu durumu legalleştirir. İşletme içinde cirit atmaya başlamış olan Tacizci için bu durum harika bir mobbing uygulama alanıdır. İşletmede çalışkan, sevilen, işini doğru yapan, dürüst ve demokratrik duruş sergileyen herkes  Tacizci için potansiyel tehlikedir ve bir an önce etrafından uzaklaştırılması gereklidir

Peki bu ahlaktan uzak tacizcinin profili nasıldır?

1-Anlamsız bir egoya sahiptir.

2-Lider olamamış bir yöneticidir çünkü LİDERLER demokratiktir,

3-Çevresinde dalkavuklardan oluşan kişiler olsun ister çünkü her zaman egolarının okşaması hoşuna gider

4-Mail yolu ile veya direkt tehditçidir, kabadayıdır, korku üzerine kurulu bir yönetim anlayışı benimsemiştir.

5-Sosyal zekaları düşüktür çünkü sosyal zeka diyalog kurabilmeyi , gayri ahlaki yöntemlere başvurmadan kişiler ile sorunları çözebilme yeteneği sağlar

6-Ahlaki bir dejenerasyon yaşayan bir tip olduğu için ,tacizin diğer çeşitlerini de yapabilme potansiyeli taşıyabilir.

7-Hırsız olma olasılığı oldukça yüksektir. Çünkü genellikle dürüst, çalışkan, doğruyu söyleyen insanları  kurban olarak seçer. Bu tip kişilerin onun için potansiyel tehlike olduğunu düşünür.

8- İç dünyasında ezik ve özgüven yoksunluğu taşımaktadır bu yüzden saldırgandır.

9- Analitik düşünemez problem çözme yeteneğinden uzaktır.

10-İşini ,mevkisini, koltuğunu, kaybetme kaygısı ve korkusu yaşarlar

11- Üstlerine yani patrona karşı kibar ve diplomatiktirler, astlarını ezen hakaret eden tavırları vardır

12-Adalete hukuka asla önem vermezler kral çıplak diyecek potansiyele sahip kişiler onun için ilk sıradaki kurbanlardır.

13-Kendi kurallarını işletmenin kuralıymış gibi kullanır. Kendisine yakın dalkavukluk yapanları ödüllendirir uzak olanları gerek düşük maaşla gerek fazla çalıştırarak cezalandırır.

14-Genellikle çalışkandır. Çünkü hem sistemi dağıtan hem de tembel olmak fazlaca göze batabilir ?her zaman yoğun olduğunu söyleyerek bunu tescillemeye çalışır?

15-Kolay yalan söylerler

 Peki mağdur ne yapmalı nasıl davranmalı?

Panik olmamalıdır, mümkün olduğunca  mobbinge uğradığına dair belge toplamalıdır, İnsan kaynaklarına konuyu yazılı bildirimle iletmelidir, İşletme içinde çözüm bulunamadığı takdirde ALO 170 e bildirim yapmalı oradaki uzman psikologların yardımlarını almalıdır.

 

Son olarak tacizciye çanak tutan işverenler hariç olmak üzere; İşverenin bu konu ile ilgili yapabileceklerine gelince,

Bu tip tacizcilere prim vermemek için işletmelerde işverenler nezdinde  önlemler alınmalıdır. Alınmadığı taktirde çalışanlarınız korku ve kaygı içerisinde çalışacak ve bunu müşterilerinize yasıtacaktır. Yapılan araştırmalar Tacizcinin kurban olarak seçtiği ve mobbing uyguladığı kişilere davranışlarını görenlerinde ruh sağlıklarının bozulduğunu söylemektedir. Hastalıklı ruh halinde hiçbir çalışan işletmesine bağlılık hissedemez.

İnsan kaynakları departmanında Çalışan refahı  çalışmalarının altında Mobbing ile mücadele çalışmaları yapılmalı, personel bu konu ile ilgili bilgilendirilmeli eğitimler almalıdır. Bu konu üzerine sivil tolum örgütleri ile ortak çalışmalar yürütülebilinir ki şahsımın da üye olduğu Türkiye’de bu konuda çok güzel organizasyonlar bulunmaktadır..

Sözün özü: Tacize seyirci kaldığınız sürece suç ortağı olursunuz ve unutulmamalıdır ki  insanca çalışmak herkesin hakkıdır. Ve unutulmamalıdır ki ahlaklı insanlar da ahlaksızlar kadar cesur olmalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

[/et_pb_text][/et_pb_column][/et_pb_row][et_pb_row admin_label=”row”][et_pb_column type=”1_2″][et_pb_image admin_label=”Görüntü” src=”http://mobbingdernegi.org.tr/wp-content/uploads/2017/08/5ae89939-17ae-47e6-bdc6-c18bcd1be693-original.jpeg” show_in_lightbox=”off” url_new_window=”off” animation=”left” sticky=”off” align=”left” force_fullwidth=”off” always_center_on_mobile=”on” use_border_color=”off” border_color=”#ffffff” border_style=”solid”] [/et_pb_image][/et_pb_column][et_pb_column type=”1_2″][et_pb_text admin_label=”Metin” background_layout=”light” text_orientation=”left” text_font_size=”14″ use_border_color=”off” border_color=”#ffffff” border_style=”solid”]

EZEL ABACI
Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği Üyesi
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Lisans, Dokuz Eylül Üniversitesi Kalite Yönetimi Yüksek Lisans Mezunudur. Gıda ve Turizm alanlarında Kalite Danışmanlığı yapmakta aynı zamanda İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunda B sınıfı Uzmanlığı bulunmaktadır. Halen iş hayatına İzmir de Eğitmen-Danışman olarak devam etmektedir.

 

[/et_pb_text][/et_pb_column][/et_pb_row][/et_pb_section]

Scroll to Top